27 Ekim 2009 Salı

Yanlış ağaca havlamak.

Onun sizinle aynı pislikte yuvarlanan köpeklerden biri olmadığını fark edersiniz.Yanlış ağaca havlıyorsunuzdur, aslında hangi ağaca havladığınızdan bağımsız olarak-ki doğru olanı zaten mümkün değil- havlamakta olduğunuz gerçeği araya bir mesafe koyar.Hayvenseverlik güzel, ama yeterli değil, cevap erotik zoofili.

25 Ekim 2009 Pazar

a life less ordinary.

Bir uzaylıyla tanıştım.Aslında yeni tanışmış sayılmam ancak bir uzaylının gerçekten uzaylı olduğunun farkına varana dek, onu tam anlamıyla tanımış sayılmazsınız zaten.Bizden pek farklı değil, henüz inceleme fırsatım olmasa da karbon temelli bir canlı türü olduğunu tahmin ediyorum.Hayatta kalma yetenekleri gelişmiş, entellektüel seviyesi insan toplumunun davranış ve eğilimlerini mükemmel derecede kavramasına yeter düzeyde, idealizmi anlıyor ve yeşil değil ya da antenleri yok.Şüphelerim aslında ilk olarak görünüşündeki detaylarla başladı, bütün detayları mümkün olduğunca ortalamaya uygun olması için uğraşılmış gibi de olsa bazı noktalarda ister istemez bu abartılı çabanın kapatamayacağı yabancılıklar görünüyordu.Burun,göz surat orantısı, tek tek parçalar olarak gayet ortalama ve uygunken, farklı resimlerden kesilmiş gibi bir bütünlük oluşturmaktan kaçınıyor ve insanın aklını karıştırıyor.Bunun yanı sıra, saç kesimi, duruş ve ses tonu gibi değiştirilebilir ayrıntılarını, mümkün olduğunca dikkat çekmeyecek ölçülerde tutuyor.Bu aşırı ortalama, normal ve sıradan olma kaygısı, insan davranışına bariz bir şekilde aykırıyken kendisinin uzaylı olduğunu bunca uzun süre saklayabilmesi şaşırtıcı.İnsanlar kendilerini fazlasıyla insan toplumunun geri kalanına benzer, sıradan ve ortalama bulduğu için, detaylarında kendine özgülük yakalama eğilimindedir.Özellikle sözkonusu alan değiştirilebilir detaylarsa, kendine ait bir renk, bir nota bir duruş şekli arayışı, insanın sıradanlıktan kaçma eğiliminin doğal bir sonucudur.
Bütün belirtiler göz önüne alınırsa, bu pek sıradan görünen genç adamın bir uzaylı olduğu kuşkusuzdur, kendisiyle insan doğası/davranışı ve ideal toplum ütopyaları üzerinde yaptığımız söyleşilerde, bu konuda yazılmış kaynaklardan haberdar olduğu ancak yapıcı yorumlar yapmaktan kaçınarak dinlemeyi tercih ettiği gözlenmiştir.Sonuç olarak, en nihayetinde bu insan görünüşünü başarılı denebilecek şekilde taklit etmeyi başaran uzaylıyla tanıştım.Dünya üzerinde tahmin ettiğimden daha fazla dünya dışı canlı olabilir, şimdi anlıyorum.

18 Ekim 2009 Pazar

Alice meets kitten.


Şimdi, şöyle oluyor.İnternetten binlerce kedi evlat edindirme ilanına baktıktan sonra, bir tanesini beyeniyorsunuz.İlandaki telefon numarasını aradığınızda sizinle konuşan 60 yaş üstü teyze sesi herşeyi açıklıyor.Kedili deli kadının yuvasının adresini küçük bir kağıda not ediyorsunuz.Siyah beyaz kedi mi?ay ben ona pandiş diyoruum.gününüzü bundan iyi anlatan cümle olamaz.Petshoptan kedi taşıma sepetinizi alıp kendinizi bilinmeze doğru yollara atıyorsunuz.1 saatin sonunda o sokaktasınız, köşedeki pastane, giderek yoğunlaşan kedi popülasyonu sizi bir apartmanın bahçesine yönlendiriyor.Zili çaldınız, merdivenleri çıktınız.Şimdi hoşgeldiniz!Kapıyı uzun geceliğinin üzerine yelek geçirmiş bir nur yüzlü hafif çatlak kadın açıyor, içerde miyavlamanın her tonunu ve her şeklini duyabilirsiniz.Evsahibiniz sizi salona davet ediyor, çeşitli ebatlarda-yani gerçekten tuzluk boyundan çizme boyuna- kediler sizi karşılıyor.Salonun dekorasyonunda kedi tırmanma ve tırmalama tahtaları mama kapları ve küçük kediler için kum kabı hakim.Hiçbir kedinin kuyruğuna basmamaya özen göstererek kendinizi salondaki tek koltuğun üzerine bırakıyorsunuz.etrafta hiç görmediğiniz renk cümbüşü koşan mırıldayan renk renk şekil şekil bol tüylü az tüylü kediler.omzunuzun üstünde beyendiğiniz pandişin halsiz bir şekilde uyukladığını görüyorsunuz, gözünden biraz yaş akıyor, hasta heralde diyorsunuz, kedili kadın açıklıyor.Pandiş iyileşene kadar onu almanız mümkün değil, ama etraftaki kedişlerden kalbinizi çelen de mevcut.Sonra komşusu olan veterinerde bir siah beyaz kedi daha olduğunu isterseniz onu görebileceğinizi söylüyor.Siz de bakalım diyorsunuz, ve o fincan boylu, burnu benekli boynunda beyaz kolyesi olan dünya güzeliyle karşılaşıyorsunuz.Bu zeytin gözlü sizin kaderiniz.Kedili teyzeye hoşçakal derken sepetinizde kediniz miyavlıyor, eve gidiyoruz kediş!